19 Ağustos 2018

Cittaslow - Sakin Şehir Projesi

    Herkese merhabalar, henüz tanıştığım bir sosyal hareketlenmeden bahsetmek istiyorum bu yayınımda sizlere. Bu hareketlenmenin ne olduğunu anlatmadan önce Cittaslow isminin ne anlama geldiğinden bahsetmem gerek. Bu isim, kökeni İtalyanca "Città" ve İngilizce "Slow" kelimelerinin birleşmesiyle türetilmiş olan Cittaslow şeklinde birleştirilmiş ve "Sakin Şehir" anlamını taşımaktadır. Sakin Şehir dediğim zaman bu hareketlenmenin amacına az çok yaklaşmış olmaktayız. Cittaslow hedeflenmiş bir toplumsal düzen halidir. Cittaslow üyeleri ellerinden geldiği kadar bu organizasyon için çalışmaktadır.


     Cittaslow, felsefe olarak şehir yaşantısının sıkıntısına bir nokta koymak istemiş. Şehir yaşamıyla birlikte insanların ürettikten çok tükettikleri; hayatın şehirlerde daha stresli ve hızlı olması; İnsanların sosyal ilişkileri açısından sadece çıkarcılığa dönüşmesi gibi sebeplerden ötürü bu fikir ortaya atılmış. Şehir hayatının insanı sonu olmayan bir hız ve çabaya sürüklediğini anlatmaya çalışmışlar. Tabi benim saydığım gibi basit konulara dayandırmamışlar bu fikirleri, detaylı bir şekilde neden Cittaslow hareketini desteklediklerini anlatmışlar.

     Benim cittaslow ile tanışmam birkaç saate dayanıyor. İnternet üzerinden "yayla çiçeği" ile ilgili görselleri incelerken bir web sitesinde  gördüm Cittaslow'u. Web sitesinde yazar, kendi tecrübeleriyle bitkilerden bahsediyordu. O  siteyi incelediğim sırada işim çıktığından sadece "Cittaslow" ismini not edip evden ayrılmıştım. Eve geri döndüğümde websitenin ismini hatırlayamamıştım, bu beni üzmüştü fakat Cittaslow ismini not ettiğim için içimin burukluğu biraz daha geçmişti ve hemen araştırmaya koyuldum. Araştırıp edindiğim bilgileri blogumda paylaşmak istedim. Cittaslow ismini not almamış olsaydım gerçekten çok yazık olacaktı. Belki benim sayemde sizler de cittaslow üyesi olursunuz kim bilir.

    Cittaslow'dan önce de aynı topluluk yine İtalya'da "Slow Food" yani "Yavaş Gıda" adlı topluluğu kurmuşlar. Cittaslow, Slow Food'un bağlı kuruluşu olarak geçmektedir.

    Kısaca Cittaslow amacını anlamışsınızdır. Şehir hayatının insanın doğasına aykırı olduğu için insanların bir kere geldikleri şu güzel dünyada doğayla iç içe yaşamasını hedeflemiş bu kuruluş. Şehir hayatı olmasa da şehirde yapılan işlerin tabii yapılabileceğini anlatmaya çalışıyorlar insanlara. Düşünsenize işe gidiyorsunuz veya okula gidiyorsunuz, o kadar meşgulsünüz ki yarım saat veya 1 saat kahve içmek zorunuza gidiyor. Kendi hayatınızla örnekleyebilirsiniz bu konuları.

    Sizden isteğim yarın sabah uykudan uyandığınızda 10 dakikalığına dışarıya bakın insanlar işlerine yetiştirmek için nasıl koşturuyor. Kendi hayatınıza bakın, bir şeyleri kaçırmamak için siz de nasıl koşturuyorsunuz. Bu koşturmaca gün içinde doğada olan biten her şeyi unutturuyor size ve siz sadece yapay olan eşyalara odaklanıveriyorsunuz. Sizden ricam şu: işe veya okula giderken doğayı düşünün, otobüste bekleyerek harcadığınız vakti dünyaya bakarak geçirin, kocaman bir kitabı iki buçuk saate sıkıştırılmış bir filmi izlemek yerine kitabını okuyun, bilgi çağındayız ama yine de bilgiye ulaşmak için ansiklopedi kullanın. Emek vermeden ulaştığınız bilgi aklınızda kalmayacaktır zaten. Anlıyorum söylediğim şeyler sinir bozucu olabiliyor yaparken ama hayatınız boyunca bu hız tutkusu sizi stresten kurtarmayacak. Acele etmeyin, yürüdüğünüz yolda hedeflediğiniz yere zaten ulaşacaksınız. O yolda keyif almasını bilenlerden olun.

Cittaslow felsefesi yaşamın, yaşamaktan zevk alınacak bir hızda yaşanmasını savunmaktadır.


    Cittaslow'un güzl yaptığı bir iş daha var; Sakin Şehirler isimle ve içinde Türkiyeden tam 14 bölgenin bulunduğu bir listeleri var. O listeden bazılarını aşağıda paylaşacağım, incelemek hoşunuza gidecektir. Yazdığım bu metni okuduğunuz için teşekkür ederim, bir sonraki yayınlarda görüşmek üzere hoşçakalın. :) Cittaslow web sitesine ulaşmak için BURAYA tıklayabilirsiniz.


Önemli Edit:
     Yukarıda hangi web sitesi olduğunu unuttuğumu söylemiştim. Haberler iyi, hangi web sitesi olduğunu buldum. Evden çıkmadan önce bir postuna yorum yapmışım ve yazar cevap verdiğinde bende şimşekler çaktı ve tanıdım. Benim için çok mutluluk verici. Çünkü çok değerli bir blog olduğunu girer girmez fark ettim. Blogun sahibi olan Abdülkadir Bekçi kardeşimi tebrik ediyorum çünkü; blogunda yazdığı şeyleri hobi olarak yaptığını söyledi halbuki ben bir botanikçi olduğunu sanmıştım. Eğer takip etmek isterseniz Hemen paragrafın altına bağlantıyı bırakıyorum.





Erzurum, Uzundere


Sinop, Gerze


Bolu, Göynük


Isparta, Eğirdir
(Ispartada öğrenci olduğumdan sorusu olan varsa mailden ulaşabilir)


Muğla, Akkaya


14 Ağustos 2018

Stop Motion Üzerine

        Herkese merhabalar, son yayından bu yana tam 6 ay geçmiş bulunmakta. Bu kadar zaman beklememin sebebi üşengeçlikten başka bir şey değildir. Üşengeçlik beni tembel bir yaratığa dönüştürdü demek yanlış olmaz. Artık kendime tembel yaratık demekten çekinmiyorum.
       Şimdi ne oldu da bu tembel yaratık bir yayın açmaya karar verdi diyecek olursanız, sizlere net bir cevap veremem. Belki tembel bir yaratık olmak istemiyorumdur artık; Belki de Stop Motion son zamanlarda daha çok ilgimi çekiyordur. Stop motion'ın ilgimi çekmemesi için de bir sebep göremiyorum zaten çünkü; küçük bir çocukken stop motion çekimler yapardım ve bu çekimleri çekip izlemek benim çok hoşuma giderdi ve mutlu olurudm. Tabii o zamanlar stop motion'ın büyük bir sanat olduğunu bilmiyordum orası ayrı.

Stop Motion Nedir?

       O kadar stop motion dedim fakat nedir bu stop motion? Stop motion elimizde bulunan objeleri adım adım hareket edip fotoğraflayıp, bu fotoğrafları da yan yana dizip animasyon haline getirme işlemidir. Mesela bir domatesi adım adım ittirip fotoğraflarını çekersek ve bu fotoğrafları yan yana getirip animasyon haline getirirsek izlediğimiz animasyonda domates hiçbir etki olmaksızın hareket ediyormuş gibi görünecektir.

      Bu stop motion'ı benim için değerli yapan ise belli bir emek karşılığa karşınıza çıkan yapıtın güzelliğinin sizi her seferinde şaşırtması. Hayal ettiğinizden daha da bir büyüleyici bir eser çıkıyor ortaya. Siz yaparken bile şaşırabiliyorsunuz. En azından benim gözlemlediğim kadarıyla ve bu işle uğraşan bir kaç insandan öğrendiğim kadarıyla durum bu.

       Stop motion izlemek gerçekten keyifli olabilir fakat gerçekten bu işi yapmak biraz uğraş gerektiriyor, son paragrafta bahsettiğim "belli bir emek karşılığa karşınıza çıkan yapıtın güzelliği" gerçekten çok doğru bir tabir. Emek ve çıkan yapıtın güzelliği doğru orantılı işliyor. Hatta matematiksel olarak "2 emek, 1 yapıtın güzelliğine denktir" diyebileceğimiz bir eşitlikten bahsetmek doğru olacaktır. Emek açısından en ufak örnek olarak ise benim dün yaptığım 10 saniyelik stop motion film için tam 75 adet fotoğraf çekmiş olmamı gösterebilirim. 75 adet fotoğraf çekiyorsunuz, her deklanşör arasında cisimlerin yerini değiştiriyorsunuz ve sonuç olarak 10 saniyelik bir animasyon filmi yapmış oluyorsunuz.


     Solda gördüğünüz biber içeren çalışmayı yapmadan önce, "yemek yapacağım ve baştan sonra kadar stop motion'layacağım" dedim kendi kendime. Fakat işler göründüğü gibi gitmedi. Sebebi çok basit; Eğer böyle bir şey yapsaydım et soteyi kahvaltıda yemek zorunda kalacaktık. Şu yaptığım çalışma yarım saat kadarımı aldıktan sonra geri kalan malzemeleri stop motionlamaktan vazgeçtim. Vaçgeçmeme rağmen 75 kare olan bu animasyon için harcadığım vakitten gerçekten keyif almıştım. Son paragrafta bahsettiğim 75 frame'den oluşan çalışma bu çalışma işte.



       Stop motion'ı küçümsememek gerek. Stop Motion ile ilgili dev yapıtlar bulunmaktadır. Sinemalarda izlemiş olduğumuz bazı filmler Stop motionla yapılmıştır. En harika örnek olarak Chicken Run yani Tavuklar Firarda filmini gösterebilirim. İlk duyduğumda çok şaşırmış olduğum bir detaydı. 
       Bu tarz kaliteli filmler izlemek isterseniz Tim Burton adlı yönetmeni yakın takibe almanızı öneririm. bundan yaklaşık bir sene önce Ağustos Güncesi adlı yazımda birkaç tane filmini önermişim. Sizlerin de izlemesini isterim. İzledikten sonra da filmin nasıl yapıldığını da izleyin, büyüleneceksiniz. 

İnsanın Elinden Kayan Yaşamı

      Selamlar değerli okurlar. Buralara uğramayalı yaklaşık bir yıl oldu. Keyifle yazdığım blogum, iş hayatıma yoğunlaşmamla birlikte diğer...