18 Ağustos 2025
The Unlikely Pilgrimage of Harold Fry
11 Ağustos 2025
Hayatın Anahtarını Aramak
![]() |
Ayda ve hatta yılda bir yapmış olduğum bu "Post" işine her seferinde sıklıkla devam edeceğimi tekrar ediyorum kendi kendime. Fakat ne yazık ki istikrarım, kudretimin önüne taşı koyuyor ve takılıyorum. Yerden kalktığımda aradan aylar geçmiş oluyor ve bir "Post" daha yazayım diyorum. Bu yazıya başlamadan evvel de aslında kendime telkinde bulunuyordum. İçeriklerimi çok kişi takip etmiyor fakat, yazmak çok daha değerli bir şey. Bir takım şeyleri kayıt altına almak kişiyi zamanda ölümsüz hale getiriyor. Ben de bu sefer daha kararlı olacağını düşündüğüm bir şekilde yazılarımı yazmaya karar verdim.
Nasıl mı? Şöyle: Son birkaç yıldır hayatım tamamen para kazanmak üzerine kuruldu, çünkü "para lazım" dı. bu süreçte evlendim, arabamı aldım ve düzenli bir hayata geçiş yaptım. Ardından fark ettim ki artık ne bir film izler ne de bir kitap okur olmuştum. Daha genç yaşlarımı da bildiğim ve halen o yaşlarda hissettiğim için yavaştan dehşete kapılmaya başladım. Bu durumun benliğimi bir sigara gibi yavaş yavaş yok ettiğini fark ettim. Bunu aslında daha önceden de fark etmiştim ama sohbet arasında fütursuzca söylenen cümleler gibi irdelemeye gerek duymadan fark etmiştim. Artık farkındayım ve bir şeyler yapmam gerektiğini biliyorum çünkü otuz yaşına geldim. Bu yazıyı okuyan sizler de lütfen gençliğinizde ve şimdiki hayatınızdaki farkları inceleyin. Kaç yaşında hissettiğiniz kişiyle birlikte inceleyin. Halen genç iseniz bunu çok erkenden fark etmeniz dileğiyle.
Bu yazıyı hem sizler hem de kendim için yazmaktayım. Dolayısıyla bir sonraki yayınlarımda neler paylaşacağımı belirtmek isterim:
Artık hiç denecek kadar film izlediğim için, popüler olmayan fakat altın değerlinde olan filmlerden, oyunlardan bahsedeceğim sizlere. Yeri geldiği zaman okuduğum kitaplardan bahsedeceğim. Eminim ki okurlarım benden çok kitap okuduğu için onları sıkıcı gelecektir benim kitaplarla ilgili yapacağım yorumlar o sebepten pek sık kitap yayını yapmayacağım. Ayrıca şundan da emin olun ki yazacağım hiçbir yazıyı üşengeçlik yapıp GPT gibi yapay zekalara yazdırmayacağım.
Bakalım ne kadar başarılı olacağım ve sizleri ne kadar etkileyebileceğim bu yolda. Umarım hepimiz hayatın anahtarını bulup kendimizi en mutlu şekilde hissedebileceğimiz yarınlara açılan o kapıyı aralayıp açabiliriz.
10 Ocak 2023
İnsanın Elinden Kayan Yaşamı
Hayatı pek de irdelemeden yaşıyoruz. Yapmak istediklerimizin ve bu yapmak istediklerimizin gerçekten bize mi yoksa başkasına mı ait olduğunun pek de farkında değiliz. Bu durum ise bizi kendimizden hızla uzaklaştırmakta. Örneklendirme yapmak isterim bu durum ile ilgili: İzlemiş olduğu doğal yaşam videosu izleyen bir kişi hayal edin. Bu insan doğaya uyum sağlamakta epey zorlanacak bir insan olsun. Sırf izlediği videodaki hayattan etkilendiği için kendisinin de böyle bir yaşamdan çok hoşlanacağı yanılgısına kapılıyor ve doğa hayatını kendi isteğiymiş gibi benimsiyor. Hatta bu isteği o kadar irdelemiyor ki, doğada yaşamın evdeki gibi sıcak yataktan uyanmak, ocakta kahvaltısını yapmak, televizyon karşısında film izlemek, aynı anda telefonuna dalıp gitmek olmadığını hiçbir şekilde göremiyor. Bu anlattıklarımda yanlış anlaşılma olmasın ben tabii ki doğa yaşamına her insanın bir şekilde adapte olabileceği kanısındayım fakat bu tip bir yaşantının şehir hayatında yaşamaktan kat kat rahatsız edici olduğundan çoğu insanın gözyaşları ile geçireceği günlerden ibaret olabileceğini düşünüyorum.
Eğer bir şeyi istiyorsanız, onu elde etmeden önce irdeleyin ve karakter süzgecinizden geçirin. Karakter süzgecinizden geçirdiğiniz vakit etkinlik daha bilinçli ve akılda kalıcı derecede mutlu bir anıya dönüşecektir.
27 Ocak 2022
The French Dispatch
01 Ağustos 2021
Merakla Beklediğim Filmler 2021
Yıl geldi 2021'e ne kadar güzel filmler gördü bu gözler. Harika yapımlar geçirdik; fakat ne yazık son 10 yıl içinde çıkıp da kült diye nitelendirebileceğimiz çok bir film yok. Durum insanın içini burkuyor elbette, 90'lı yıllara dönüp sinemaya gitmek isterdim bu bana büyük bir zevk verirdi eminim. Sıradan hayatım çok film izlemememe karşın filmleri çok severim. Çok film izleyememe sebebim ise seçicilik denebilir. Önüme gelen viral olmuş filmleri izlemek ne yazık ki keyif vermiyor bana. Filmi izleyebilmem için öncelikle içerik ve tarzını biliyor olmam gerekir. Tabii ki son zamanlarda kendime kural koyduğum Oscar olası adayı filmleri de listeme koydum. Bu filmleri izlerken içeriğe bakmayacaktım, sadece akademi ödüllerinde aday olarak görebileceğimiz tarzda olmaları yeterli şart idi. Bu kuralı benimsemiş olmamın sebebi daha fazla film izleyebilmekten başka bir şey değil. Böyle bir kuralım olmasa doğru düzgün film izleyeceğim yok.
Boşumuzu da yaptıktan sonra listeye geçelim, iki adet filmden kısaca bahsettim:
The French Dispatch
Babylon
23 Temmuz 2021
Son Zamanlarda Dinlediklerim #1
Merhabalar değerli okurlar. Bu yayın standart bir yayın olacak benim için. Blog için ne kadar standart olur bilemem fakat hemen her gün yaptığım "şarkı önermek" işini blog'da da gerçekleştirmeye karar verdim. Eminim ki bu yayın serisi okuyucuların hoşuna gidecektir.
Öncelikle şunu söylemem gerekir ki paylaşacağım şarkılar (sadece) yeni çıkış yapmış şarkılar olmayacak. Bu şarkılar şimdinin veya geçmişin ürünü olabilir. Şarkı seçimine başlıkta da belirttiğim üzere son zamanlarda sıklıkla dinliyor olduğum şarkılar yön verecek. Şarkı seçiminde ise herhangi bir türe bağlı kalmayacağım. Rock, blues, jazz, klasik ve daha nice müzik türlerini paylaşacağım yayınımda.
Beğendiğiniz şarkılar olursa lütfen yorumlarda belirtin. İyi günler dilerim hepinize
Niccolò Paganini - Nel cor più non mi sento, MS44
Frank Zappa - Stink Foot
Talking Heads - Once in a life time
Men I Trust - Tailwhip
Men I Trust - Show me how
ABBA - Gimme! Gimme! Gimme!
Eric Clapton - Tears in heaven
Kurt Cobain - And I Love Her (Beatles Cover)
19 Mart 2021
93. Akademi Ödülleri
Merhaba değerli okurlar. Günler geçti aylar geçti ve 2020 yılını tamamladık. 2020 yılı diğer yıllardan o kadar farklıydı ki adeta dünyanın düzeni değişti bu yıl. İşte bizler evlere kapandığımızda yapılacak güzel aktivitelerden birini seçtik, film izlemeyi... Nedense geçen sene söylediğim gibi bu sene de filmler beni pek de memnun etmiş değil o kadar. Yani tabii ki çok beğendiğim filmler oldu fakat yine bir şeyler eksikti bu filmlerde. Yine de umudumu yitirmeden izlemeye devam ettim. Her neyse 2021 film sektörüne de olumsuzluklarla başlamamak gerektiğini düşünüp ve bu yılki Akademi Ödüllerinin adil bir şekilde sahiplerini bulmasını dileyerek başlayalım yayınımıza. Bu yıl pandemiden dolayı olan bir erteleme kararı ile de 26 Nisan tarihinde ödüller sahiplerini bulacak.
Benim geçtiğimiz yıl en beğendiğim film the Trial of the Chicago 7 filmi oldu. Kurgusu güzel hazırlanmıştı ve hikayenin işleyiş biçimi beni epey etkilemişti. Bu filmi izlemenizi gerçekten tavsiye ederim. Çok güçlü bir yapıda değil fakat tatmin etme açısından gerçekten başarılı buldum ben.
2020 yılının sonralına doğrı çok beklediğim bir film olan Nomadland gösterime girdi. Açıkçası gerçekten de hoşuma gitti bu film. Belki de bu film için çıtayı çok da yüksek tutmadığım için beni tatmin etmiş olabilir. Film karavan hayatını anlatıyor ve kurgusal olmayan karakterlere de yer verdiğinden realist bir yapıda karşımıza çıktı. McDormand bu film ile 3. kez en iyi kadın oyuncu ödülünü alabilir.
Sound of Metal filmi gayet başarılı bir filmdi. Bu yazıyı yazarken fark ediyorum, bu film ile ilgili bir post paylaşmamışım sizlerle. Bu film bir bateristin sağır olduktan sonraki yaşadıklarını anlatıyor kısacası. Kurgusu gerçekten çok başarılıydı filmin, özgün de bir hikayeye sahipti. En iyi Özgün senaryo ödülünü alabilir bu film. Fakat nedense diğer dallarda pek de başarılı olabileceğini sanmıyorum pek. Oyunculuklar da iyiydi fakat ödül alacak kadar iyi gördüğümü söyleyemem. Kendi adaylarımı açıklarken tabii ki bu yılki oyunculuklara bakarak en iyisini seçmeye çalışacağım.
Soul filmini yayınımda ne kadar yermiş olsam da en iyi animasyon filmi adayları arasında olmayı hak ediyor gerçekten de. Yani ne kadar gönlüm wolfwalkers'tan yana olsa da.
Wolfwalkers filmi hakkında da bir şeyler yazmamışım ama şunu söyleyeyim ki çok da basit sayılmayan mesajlar vererek basit olan konuları farklı bir şekilde işlemeye çalışmışlar. Filmin kalitesi harikulade, kurgusu harikulade, senaryosu da harikulade. Yani önden kimi desteklediğimi bilin istedim.
Ma Rainey’s Black Bottom Geçtiğimiz senenin gerçekten de başarılı bulduğum bir diğer film ise bu idi. Özellikle geçtiğimiz yaz aramızdan ayrılan Chadwick Boseman bu filmde harika bir oyunculuk
sergilemiş. Hikaye olarak her Türk insanının pek de sevebileceği bir hikaye değil açıkçası. Yani sıkıcı gelebilir ama eğer jazz müzik hoşunuza gidiyorsa ve bu kültüre az çok hakimseniz bu film sizin için çok akıcı olabilir. Tavsiyemdir.
Kısaca böyle notlar düşmek iyi oldu. İşte benim için ödüllerin verilmesi gereken adaylar:
en iyi erkek oyuncu : Chadwick Boseman - Ma Rainey's Black Bottom
en iyi film : Nomadland (Çok kararsız kaldım)
en iyi yardımcı erkek : Sacha Baron Cohen - the Trial of the Chicago 7
en iyi yardımcı kadın: Glenn Close - Hillbilly Elegy
en iyi animasyon : Wolfwalkers
en iyi özgün senaryo : Sound of Metal
en iyi görüntü yönetmeni : Phedon Papamichael - the Trial of the Chicago 7
22 Şubat 2021
News of the World
Merhabalar değerli okurlar. Son postlarıma baktığınızda genelde filmler ile ilgili yayınlarımı görüyorsunuz. İçerik bulmada zorlandığımdan değil sadece yazmak istediğimi yazmamla alakalı bir durum. Paylaşmak istediğim bir şeyler olduğu zaman bunu en iyi şekilde yapmaya çalışacağım.
80'li yılların başlamasıyla birlikte western dediğimiz vahşi batı film sektörü rafa kaldırılmıştı. İnsanlar artık çok sıkılmıştı bu tip filmlerin fazlalığından. Artık nadide eserler beyaz perdede seyircinin huzuruna çıkabiliyor. İşte bu filmlerden bir tanesi de elbette News of the World. Bildiğim kadarıyla Tom Hanks'in ilk western temalı filmi oldu bu. Başarılı bir oyunculukla filme tat katmış. Sadece Tom Hanks'in oyunculuğundan bahsetmeyeceğim elbette. İkinci başrol oyuncusu olan Helena Zengel, göstermiş olduğu doğal oyunculuk sayesinde izleyenlerin dikkatini önemli bir ölçüde kendi üzerine çekti. Helena'yı filmde izlerken gerçekten de filmdeki karakterin aynısına sahip olduğunu sanabiliyorsunuz. Bu küçük yaşta gösterdiği usta oyunculuğu ben takdir ediyorum.
Filmin hikayesi tahminimce 1850 sonu 1860 başı tarihlerinde geçiyor çünkü Konfederasyon Amerika'nın birlik olduğu dönemleri konu alıyor. İç savaş çıktı çıkacak dönemler elbette. Bildiğiniz üzere zencileri halen köle olarak kullanan amerika halkı ve köleliği kaldırmak isteyen amerika hükümeti arasında geçen kanlı bir savaş dönemi. İşte bu dönemde radyo gibi elektronik haberleşme cihazları bulunmadığından sadece gazete okuyarak dünyadan haberdar olunabiliyordu. Kasaba halkının yüksek çoğunluğu da okuma yazma bilmediğinden bu gazeteyi halka okuyan insanlar bundan para kazanıyordu. Baş rol oyuncusu Kidd, kasaba kasaba gezip insanlara ülkeden haberler okuyan eski bir yüzbaşı. Atıyla gezintiye çıktığı bir gün ağaca asılmış bir zenci ve korkudan gizlenmeye çalışan bir kızı bulmasıyla hareketlenir film. Kızı evine ulaştırmak için yola koyulurlar ve büyük macera bu şekilde başlamış olur.
Filmin çekim teknikleri epey yerinde göründü. Birkaç noktada hoşuma gitmeyen kısımlar oldu fakat kurgusu ve sinematografisi bu tip bir film için hatırı sayılır ölçüde kaliteliydi. Çevreleyi güzel bir şekilde aktarıp empati yapmamızı kolaylaştırdı diyebilirim. Senaryoya bakacak olursak elbette çok mükemmel bir hikayesi yoktu filmin. Gerçekçi yapıda olması gereken filmin, etkileyiciliğini arttırmak amacıyla olsa gerek bir takım şans eseri olayların gerçekleşmesiyle bir miktar üzebiliyor; Çünkü filmde olağanüstü bir durum yok. Sıradan sayılabilecek bir hikaye anlatıldığından izleyici karakterlerden fazla bir şey beklemiyor zaten. Filmi sıkıcılıktan kurtarmak için düşünüldüğünü sandığım bir takım senarist teknikleri hoş olmamış. Elbette bu tip hikaye bölümleriyle çok ufak kısımlarda karşılaşıyoruz ve kesinlikle filmi izlemeye engel olmayan noktalar.
İyi seyirler dilerim.The Unlikely Pilgrimage of Harold Fry
Yönetmen: Hettie Macdonald Oyuncular: Jim Broadbent, Penelope Wilton, Süre: 118 dakika Yapım Tarihi: 28 Nisan 2023 Ülke: Birleşik Kr...

-
Selamlar değerli okurlar. Buralara uğramayalı yaklaşık bir yıl oldu. Keyifle yazdığım blogum, iş hayatıma yoğunlaşmamla birlikte diğer...
-
Yönetmen: Peter Farrelly Oyuncular: Viggo Mortensen, Mahershala Ali Süre: 130 dakika Yapım Yılı: 16 Kasım 2018 Ülke: ABD ...
-
Merhaba değerli okurlar. Günler geçti aylar geçti ve 2020 yılını tamamladık. 2020 yılı diğer yıllardan o kadar farklıydı ki adeta dünya...