09 Aralık 2020

Köpegim Charley ile Amerika Yollarında


 

    Herkese merhabalar değerli okurlar. Sizlere güzel bir gezi yazısı paylaşmak istiyorum. Bu gezi yazısında yaşamın getirdiği yorgunluğun etkisiyle yollara düşen John Steinbeck adlı yazarın 1960 yılında çıkmış olduğu yolculuğunu kendi ağzından anlatıyor. Çıktığı yolculukta neler yaptığını güzel ve özlü bir şekilde anlatmaya çalışmış yazar. Gereksiz bilgilerden uzak durup ilginç bulduğu ve tespit yapmaya değer olayları anlatmaya çalışmış kitap boyunca. Bu yüzden kitabı bir macera-yolculuk kategorisine koyamıyorum. Tıpkı Evliya Çelebi gibi memleketini gezip, gittiği yörenin beşeri ve fiziki özelliklerini güzel bir dille anlatmış. 
    Kitabın ilk çeyreğinde güzel bir noktaya değinmiş Steinbeck. "Bu yazdıklarımı okuduktan sonra benim gibi bir yolculuğa çıkarsanız hayal kırıklığına uğrayacaksınızdır. Çünkü her bir yolculuk farklı hisler içerir." der. Yani bir yolculuğa çıkacaksanız kendi hedefleriniz olmalı. Bu düşünceye sebep olan bir yazarla olan anısını anlatır. Gerçekten desteklediğim bir düşünce oldu bu; Çünkü insanlar empatiyi derin bir şekilde yapabilen canlılardır. Kişi bir insanın anısını dinlediğinde, kendisini de o anının içinde mutlu görür fakat ne yazık ki kişinin karakterine pek de uymayan bir anıdır o. Bu bir filmdeki kötü karakteri sevmeye benziyor bence. Gerçek hayatta nefret edebileceği bir insanı sırf film güzel işledi diye seviyor; portresinin olduğu tişörlerle geziyor ortalıkta. Halk ağzında buna özentilik diyoruz, daha doğrusu toplum özentiliği dememiz gerek. Çünkü bir fisyon reaksiyonunda olduğu gibi çok hızlı yayılan bir özentilik bu. Pek düşüncesizce hareket edip, insan toplum ne dediyse ona uyup toplum özentiliği gerçekleştirilmiş oluyor.

    Ne zaman bir şeyler anlatmaya başlasam konudan epey sapmaya başlıyorum nedense. Beynim bir yönde çalışmayı reddediyor adeta. Bir konuyu düşünürken, o konudan kopmak çok kolay olabiliyor.

    Kitap ile ilgili yorumuma tekrar dönecek olursam; kitabı okumaktan zevk alacağınızı düşünüyorum. Steinbeck, sanırım karakterinden ötürü insanlarla tanışmak için bir çabaya girmiş. İnsanların gelip oturmaları için ikna edebilmek adına karavanını güzel içkilerle doldurmuştur. Hatta kendi kendine güzel bir yöntem de geliştirmiştir insanlarla tanışmak için. Kamp için durakladığı bir yerde yakınlarda insanlar olduğunu anladığında köpeğini o insanların olduğu bölgeye doğru salar. Biraz zaman geçtikten sonra o bölgedeki insanları köpeğin yarattığı rahatsızlıktan kurtarmak için yola koyulur ve insanlarla bu şekilde konuşacak bir şey bulup tanışmış olur. Kendince geliştirdiği yöntem epey iş görüyor, aklınızda bulunsun belki kullanırsınız bu yöntemi. 

    Steinbeck yolculuğunun ilk yarısından çok keyif alıyor, her anın tadını çıkarabiliyor fakat sonrasında siyaset ve halk ilişkileri canını sıkmaya başlıyor. İster istemez bölge halkının aptalca fikirleri onu karamsarlığa itiyor bir miktar. Yolculuktan aldığı keyif bir şekilde yarılanıyor. Kendisi de diyor zaten "belli bir yere kadar geçirdiğim her an hafızamda fakat bir yerden sonraki kısımlar bulanık hatırlayamıyorum". O yüzden kitabın %90 kadarı yolculuğun ilk yarısını anlatmakta.

    Kitabın çok hoşuma gitmesine karşın ben sanırım böyle bir yolculuğa çıkmış olsam insanlarla pek de muhatap olmazdım. Steinbeck ile aramızdaki en büyük fark sanırım bu. Bu konu dışında bu tip bir yolculuğun her zaman hayallerini kurmuşumdur. Umarım sizlere de nasip olur böyle güzel ve huzurlu yolculuk. Okuduğunuz için teşekkür ederim ve iyi günler dilerim.



8 yorum:

  1. Steinbeck sevdiğim yazarlardan:) Değindiği noktaya katılıyorum. İnsanın yazabilmesi için hayatı yaşaması lazım. Ama aynı hayatı yaşasa da her insan farklı noktalara odaklanmakta. Sizin konu dışına çıkıp düşüncelerinize yer vermeniz de yazınıza değer katmış bence:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de sevdiğim bir yazardır. Düşünce yapısı hoşuma gidiyor, aşağılık kompleksi olmadan yazabiliyor. Teşekkür ederim güzel yorumunuz için.
      Yorumunuzu okuduktan sonra yazımı pek de kontrol etmeden yazdığımı hatırladım. Epey imla hatası ve cümle hatası yapmışım. imla hatalarını düzelttim. kusura bakmayın gözünüzü yorduysa.

      Sil
  2. Böyle bir kitabı mı varmış, bilmiyordum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 6 Yıl önce yayımlanmış türkçesi. Belki ondan bilmiyor olabilirsiniz.

      Sil
  3. Bu kitabını ben de ilk kez duydum. filmin kötü karakterini üzerine giyenleri hiç anlamadım insan iyi karakterin tişörtünü giymeli bence, Tenten'i giy, INdiana Jones'u giy mesela ama tutup Darth Vader'lı tişört giyiyor ben adamı ekranda görünce 7 ceddine küfrediyorum.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitabı tavsiye ederim. Hüzünlü bir eda ile kaleme almış.
      Çok güzel bir nokta işte demek istediğim de bu aslında. Pablo Escobar seviciliği de buna giriyor. Belki de daha kötüsü; çünkü hayali bir karakter değil.

      Sil
  4. çok güzel bir kitaba benziyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok başarılı bir kitaptır. Tavsiye ederim.

      Sil

İnsanın Elinden Kayan Yaşamı

      Selamlar değerli okurlar. Buralara uğramayalı yaklaşık bir yıl oldu. Keyifle yazdığım blogum, iş hayatıma yoğunlaşmamla birlikte diğer...